2025, küresel ekonomik düzenin yeniden şekillendiği bir döneme kapı aralıyor. ABD’nin, BRICS bloğunun hızlanan dedolarizasyon (doları dışlama) çabalarına karşı sert tarifeleri devreye sokmasıyla, güçler arası bir ekonomik satranç oyunu başladı. Başkan Trump’ın son açıklamaları—BRICS’in “Amerikan karşıtı politikaları”na yakın duran ülkelere %10 ek tarife tehdidi—politikadan çok, doğrudan finansal sisteme meydan okuma anlamı taşıyor.
Dolar Hâkimiyetinin Sarsılışı
On yıllardır dünyanın rezerv parası olan dolar, ticaretin ve finansal istikrarın temel taşıydı. Fakat 2025’te işler değişiyor. IMF verilerine göre doların küresel rezervlerdeki payı 2024 sonunda %57,8’e gerileyerek tarihi bir düşüş yaşadı. Merkez bankalarının dolardan uzaklaşma eğilimini ise yüksek altın alımları kanıtlıyor: Sadece 2025’in ilk çeyreğinde global olarak 244 tonun üzerinde altın satın alındı. Dünya Altın Konseyi, merkez bankası varlıklarının %20’sinin artık altından oluştuğunu belirtiyor. Üstelik, merkez bankası yöneticilerinin %95’i gelecek yıl altın rezervlerini artırmayı planlıyor.
Bu gelişmeler, doların “tektir” hakimiyetini tarihe gömmek isteyen BRICS cephesinin ivme kazandığını açıkça gösteriyor. Rusya, Çin ve Hindistan başta olmak üzere, üyeler ABD baskılarından kaçınmak için doları devre dışı bırakmaya kararlı.
ABD’nin Yanıtı: Tarife Savaşları
Başkan Trump’ın yeni ticaret stratejisi, tarifeleri “birincil silah” haline getirdi. Artık sadece Çin değil, BRICS’in yanında durduğu düşünülen tüm ülkelere yönelik ciddi yaptırımlar uygulanıyor. Çin ürünlerinde tarife oranı %30’un üzerinde kaldı. Güney Afrika için benzer oranlar söz konusu. Malezya, Endonezya, Myanmar ve Laos ise 1 Ağustos’a kadar ABD ile uzlaşmazsa benzer tarifeler uygulanacak.
Bu, Çin-ABD ticaret savaşının yeni bir perdesi. AB’nin dahi bu ortamda kendi ekonomik tedbirlerini hızlandırdığı gözleniyor. ABD tarafı “karşılıklı” tarifeleri öne çıkararak, BRICS’in birliğini ve ivmesini dağıtmayı hedefliyor.
BRICS’in Ödeme Devrimi
BRICS ülkeleri, küresel mali yapıdaki ABD üstünlüğüne karşı SWIFT’e rakip ödeme sistemleri geliştirme yolunda hızla ilerliyor. Brezilya’da yapılan 17. BRICS zirvesi sonrası, üyeler yeni ödeme altyapılarını hayata geçirmekte kararlı olduklarını ilan etti. Günümüzde Rusya-Çin arasındaki ticaretin %90’dan fazlası ruble ve yuan ile gerçekleştiriliyor ve bu, dedolarizasyonun hayata geçtiğinin en somut göstergesi.
Çin Liderliğinde BRICS
Çin, BRICS içerisinde ekonomik liderliği tamamen üstlenmiş durumda. Küresel GSYH’nın yaklaşık %20’sini elinde bulunduruyor ve Brezilya’nın BRICS’e yönelik ihracatının %70’ini çekiyor. Ayrıca, nadir toprak elementleri gibi stratejik sektörlerdeki kontrolüyle, küresel pazarlarda ciddi bir güç unsuru konumunda.
Gelecek ve Piyasalar İçin Sonuçlar
Piyasalarda en büyük soru şu: BRICS, ABD’nin misillemelerinin önüne geçecek uyum ve hızda ilerleyebilecek mi? Henüz dolar yerine geçebilecek, likit ve kurumsal açıdan güçlü bir BRICS parası yok. Ancak altın alımlarının artması, ödemelerin milli para cinsinden çeşitlenmesi ve ticari anlaşmalardaki yenilikler, piyasalar üzerinde şimdiden önemli dalgalanmalara yol açıyor.
iXDeep – Piyasa Etkileri Analizi (Forex ve Kripto Odaklı)
ABD ve BRICS arasındaki çekişme, finans piyasalarını doğrudan etkiliyor. İşte ana başlıklar:
-
Forex Piyasası:
Dedolarizasyon ve altın talebindeki artış, ABD Dolar Endeksi (DXY) üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturdu ve volatiliteyi yükseltti. Özellikle BRICS para birimlerinin (CNY, RUB gibi) işlem hacmi arttı. Gelişmekte olan ülke paritelerinde önemli hareketlilik gözleniyor; risk primleri yükseliyor.
-
Kripto Paralar:
Küresel ekonomik belirsizliklerde, Bitcoin ve Ethereum gibi merkeziyetsiz dijital varlıklar “güvenli liman” olarak öne çıkıyor. Son dönemde hem ABD’nin tarife açıklamaları hem de BRICS zirveleri sonrası kriptoya olan ilgi ve işlem hacmi belirgin şekilde arttı.
-
Emtia & Altın:
Merkez bankalarının tarihi seviyede altın satın almasıyla ons altına olan talep artıyor. Altına dayalı ETF’ler, kripto tokenlar veya sentetik ürünler de yatırımcılar için cazip hale geliyor.
YOL HARİTASI:
Risk yönetimi ve çeşitlendirme bu yeni dönemde en önemli konu. Küresel paritelerde artan volatilite ve alternatif varlık sınıflarının yükselişi, portföylerde stratejik değişimler gerektiriyor.