Yeni ABD istihdam raporu, Fed üzerindeki faiz indirim baskısını hafifletti ve politika faizinin sonbahara kadar sabit kalma olasılığını artırdı.
ABD işgücü piyasasından gelen son raporlar, beklenenden fazla iş yaratıldığını ve işsizlik oranının düştüğünü gösteriyor. Bu veriler, Fed’in bu ay faiz indirimine gitme ihtimalini azaltarak, merkez bankasının politikalarını sonbahara kadar sabit tutma ihtimalini güçlendiriyor.
ABD’de İş Büyümesi Beklentilerin Üzerinde
ABD işgücü piyasasından gelen en son raporlar, Haziran ayında yaratılan iş sayısının beklentileri aştığını gösteriyor. Özellikle kamu eğitim sektöründeki istihdamdaki artış, ekonominin diğer sektörlerindeki işe alım yavaşlığını telafi etti. Ancak özel sektör istihdamı, sağlık hizmetleri gibi eğitim dışı sektörlerdeki işe alımların azalması nedeniyle Ekim ayından bu yana en yavaş seviyeye geriledi.
İşsizlik oranı %4,1’e düştü; bu durum işverenlerin çalışanlarını işten çıkarma konusunda hâlâ isteksiz olduğunu ve işgücü piyasasının istihdam açısından nispeten istikrarlı olduğunu gösteriyor. Bu gelişme, Fed’in faiz indirimleri gibi genişleyici para politikası adımları atmasını engelledi ve merkez bankasının en azından sonbahara kadar mevcut politikalarını sürdürme ihtimalini artırdı.
ABD’nin Güney ve Güneybatısındaki Konut Piyasası Zorlukları
ABD’nin bazı bölgelerinde, özellikle Güney ve Güneybatı’da konut piyasası yeni zorluklarla karşı karşıya. Bu bölgelerde çok sayıda ev uzun süre satışta kalıyor. Bunun temel sebeplerinden biri, mortgage faiz oranlarının düşmemesi, alıcıların fiyatların düşmesini beklemesine neden oluyor.
Buna ek olarak, özellikle Florida gibi eyaletlerde ev sahipliği sigorta maliyetlerinin hızla artması, bazı ev sahiplerinin mülklerini satmayı veya bırakmayı düşünmesine yol açtı. Colorado’da ise yatırımcılar azalan getiri endişesiyle kiralık mülklerini satıyor, bu da piyasaya ek baskı getiriyor.
Avrupa ve Euro Bölgesi’nde Ekonomik Trendler
Avrupa’da Haziran ayı raporları, Euro Bölgesi’nde enflasyonun Avrupa Merkez Bankası’nın hedefine ulaştığını gösteriyor. Bu durum, uzun süredir devam eden faiz indirimi trendinin durdurulması için argümanları güçlendirdi. Euro’nun dolar karşısında değer kazanması ve enerji maliyetlerindeki düşüş, enflasyonun kontrol altına alınmasında başlıca etkenler arasında.
Buna rağmen, Euro Bölgesi’nde ekonomik büyüme yavaş ve belirsiz ekonomik koşullar devam ediyor. Bu durum, Avrupa Merkez Bankası politika yapıcıları üzerinde para politikalarını dikkatle ayarlama baskısı oluşturuyor.
İngiltere Ekonomisi Artan Baskılarla Karşı Karşıya
İngiltere ekonomisi, yılın ilk çeyreğinde son bir yılın en güçlü büyümesini kaydetti. Bu büyüme, ağırlıklı olarak tüketici harcamalarının artması ve işçi partisi hükümetinin yeni vergi artışları ile ABD ticaret tarifeleri öncesinde tasarrufların azalmasıyla gerçekleşti. Ancak, Nisan ayı başından itibaren İngiltere ekonomisi ciddi sorunlarla karşılaştı; işsizlikte sert düşüşler, zayıf perakende satışlar ve ABD’ye ihracatta büyük düşüşler bunlar arasında.
Bu faktörler, İngiltere ekonomisini önemli bir yavaşlama ya da resesyon endişesi dönemine soktu ve ülkenin ekonomik görünümüne dair kaygıları artırdı.
İsveç’te Perakende Satışları Düştü ve Merkez Bankası Üzerindeki Baskı Arttı
İsveç’te Mayıs ayında perakende satışların son 30 yılın en düşük seviyesine gerilediği bildirildi. Bu durum, İsveç Merkez Bankası üzerindeki faiz indirimi baskısını artırdı. Ayrıca diğer veriler, aynı dönemde GSYH’nin küçüldüğünü ve işsizliğin %9’a yükseldiğini gösteriyor.
İsveç’in ekonomik durumu, politika yapıcıların ekonomik büyümeyi ve işgücü piyasasını desteklemek için önlemler aramasına neden oldu.
Sonuç
Yeni veriler ışığında, küresel ekonomi zorlu bir dönemden geçiyor ve para ile maliye politikaları piyasa istikrarında kritik bir rol oynuyor. ABD’de beklenmedik güçlü iş büyümesi ve düşen işsizlik, Fed üzerindeki baskıyı azalttı ve faiz oranlarının sonbahara kadar sabit tutulma kararını destekliyor. Öte yandan, Avrupa ve İngiltere’de ekonomik belirsizlikler, azalan satışlar ve yavaş büyüme politika yapıcıları daha temkinli ve hassas kararlar almaya yönlendiriyor.
Bu gelişmeler, önümüzdeki aylarda göreceli bir istikrar dönemi işaret ediyor ancak ekonomik trendlerin yakından takip edilmesi gerekliliğini sürdürüyor.
