Wall Street, Artan Tahvil Getirileri ve Piyasa Volatilitelerine Rağmen Sakin Kalıyor
Tahvil Getirilerindeki Dalgalanmalar Endişe Yaratıyor, Ancak Uzmanlar Sakin
Nisan, ABD’nin güvenli liman varlıkları için, özellikle de Hazine tahvilleri için çalkantılı bir ay oldu. ABD’nin 10 yıllık Hazine tahvilinin getirisi önemli dalgalanmalar yaşadı. Ayın başında getiri yaklaşık %3,9 seviyelerindeydi, ancak 9 Nisan’da Başkan Trump’ın “Kurtuluş Günü” konuşmasının ardından ani bir yükseliş göstererek %4,6’ya yaklaştı. O zamandan beri getiri, %4,3 ile %4,4 arasında stabil bir seviyede kalmış ve yüksek seviyelerdeki hareket devam etmiştir. Tüm bu dramatik değişikliklere rağmen piyasa, nispeten kayıtsız kalmaya devam ediyor ve bazı uzmanlar, mevcut eğilimlerin ciddi bir endişe kaynağı olmadığını belirtiyor.
Volatilite Dönemlerinde Tahvil Piyasası Davranışı: Daha Yakından Bir Bakış
Genellikle, Hazine tahvilleri ekonomik belirsizlik zamanlarında yatırımcılar için güvenli bir liman olarak kabul edilir. Ancak son dönemdeki getiri dalgalanmaları, birçok piyasa gözlemcisini şaşırtmıştır. Yatırımcılar, geleneksel olarak volatilite dönemlerinde güvenli liman arayışıyla Hazine tahvillerine yönelirler çünkü bunlar en güvenli yatırımlar olarak görülür. Bu durumda, artan getiriler, yatırımcıların tahvil satışı yaptığını ve bu durumun, belirsiz zamanlarda güvenlik arayışıyla ters bir hareket olduğunu gösteriyor. Bu da bazılarına, tahvil piyasasının daha geniş bir “Amerika’yı sat” eğilimini işaret ettiğini düşündürtmüştür, özellikle potansiyel bir kendiliğinden resesyon korkularının arttığı bir ortamda.
Stratejistler Görüş Belirtiyor: Piyasaların Paniklemesi Gerekmiyor
Bu alışılmadık piyasa hareketlerine rağmen, ClearBridge Investments’ın Ekonomi ve Piyasa Stratejisi Başkanı Jeff Schulze gibi stratejistler fazla endişelenmiyorlar. Yahoo Finance’a konuşan Schulze, mevcut getiri artışını endişe verici olarak görmediğini belirtti. Şu anki durumu, 2022 yılına benzetti; bu yıl, Fed’in enflasyonun hızla artmasını önlemek için faiz oranlarını agresif bir şekilde artırdığı ve tahvil getirilerinin keskin artışlarla yükseldiği bir yıl olmuştu. O dönemde 10 yıllık Hazine tahvilinin getirisi, yılın başında yaklaşık %1,6 iken, %4,3’e kadar tırmanmış ve yılı %3,9 civarında tamamlamıştı.
Vade Primi: Artan Getirilerin Ana Sebebi
Schulze, 2022’deki getiri artışının güçlü ekonomik büyüme, devam eden enflasyon ve “vade primi”ndeki artışın bir kombinasyonuyla gerçekleştiğini açıkladı. Vade primi, yatırımcıların uzun vadeli borçları tutarken talep ettikleri ekstra getiriyi ifade eder, özellikle gelecekteki koşullara dair belirsizlik olduğunda. Schulze, mevcut piyasada getirilerin artışının, ekonomideki temel bir bozulmadan ziyade, vade primindeki benzer bir artıştan kaynaklandığını öne sürüyor.
Tarihi Bağlam: Vade Primine Geri Dönüş
2008 finansal krizinin ardından sıfır civarında kalan vade primi, son zamanlarda yaklaşık 50 baz puana yükseldi ve bu seviye tarihi normlarla daha uyumlu bir hale geldi. Karşılaştırma yapmak gerekirse, 2000’li yıllarda vade primi 50 ile 100 baz puan arasında değişirken, 1990’larda genellikle 100 ile 200 baz puan arasında artış gösteriyordu. Bu artış, yatırımcıların küresel ekonomik koşulların artan belirsizliği karşısında uzun vadeli borçları tutmak için daha fazla tazminat talep ettiklerini gösteriyor.
Yatırımcı Duygusu ve Küresel Perspektif: Belirsizlik Ortamında
JPMorgan Asset Management’tan Kelsey Berro, vade priminin piyasalardaki belirsizlik seviyesini yansıttığını daha ayrıntılı bir şekilde açıkladı. Berro’ya göre, son dönemdeki belirsizlik, büyük ölçüde ABD’nin küresel düzen içindeki konumu ve Federal Rezerv’in liderliği etrafındaki politik gerginliklerden kaynaklanmaktadır. Özellikle, Başkan Trump’ın Jerome Powell’ın performansına dair yaptığı son açıklamalar, piyasalardaki belirsizliği artırmıştır.
Son Dönem Tahvil Getirisi Hareketleri Endişe Verici Mi?
Tahvil getirilerindeki artış, ilk başta endişe verici gibi görünebilir, ancak Schulze ve Berro gibi analistler, bunun mutlaka yaklaşan bir ekonomik sıkıntının işareti olmadığını vurgulamaktadır. Bunun yerine, artan getiriler daha geniş piyasa dinamiklerinin bir yansımasıdır, özellikle son yıllarda olağanüstü düşük faiz oranları ve destekleyici para politikalarının ardından, tarihsel olarak daha tipik bir vade priminin geri dönüşünü göstermektedir.
Sonuç: Doğal Bir Piyasa Döngüsü mü, Yoksa Bir Uyarı İşareti Mi?
Tahvil piyasasında yaşanan volatiliteye rağmen, Wall Street, bu dalgalanmaların büyük bir düşüşün habercisi olmadığına dair güvenini koruyor. Yatırımcılar, genel olarak bir bekle-gör yaklaşımı sergileyerek, önümüzdeki aylarda ekonomik göstergeleri ve Federal Rezerv’in hareketlerini izliyorlar. Küresel ekonomi, ticaret dinamikleri ve politik belirsizliklerin karmaşık bir peyzajda ilerlerken, uzmanlar mevcut tahvil getiri hareketlerinin piyasa ayarlamasının bir yansıması olduğunu ve daha geniş finansal istikrarsızlık belirtisi olmadığını düşünüyor.
Sonuç olarak, artan tahvil getirileri genellikle piyasa stresini işaret edebilse de, mevcut eğilimler birçok uzman tarafından vade primi ve küresel ekonomik belirsizlik gibi faktörlerin yönlendirdiği doğal bir piyasa döngüsü olarak görülmektedir. Temel göstergeler güçlü kalmaya devam ettiği sürece, Wall Street, son dönemdeki tahvil piyasası dalgalanmalarından fazla endişe duymuyor.