2023 yılında 1 milyar dolarlık rekor harcama ile dünya futbol pazarını sarsan Suudi Profesyonel Ligi, şimdi yeni bir aşamaya giriyor: özelleştirme. Cristiano Ronaldo, Neymar ve Karim Benzema gibi dünya yıldızlarını şimdiden kadrosuna katan krallık, futbol projesini mali açıdan sürdürülebilir ve uluslararası düzeyde rekabetçi hale getirmek için yapısal reformlara yöneliyor.
Rekor transferlerden özelleştirmeye
Suudi Profesyonel Ligi’nin agresif transfer politikası, onu dünya sahnesine güçlü bir şekilde yerleştirdi. 2023’ten sonra harcamalar azalmış olsa da bu yıl yine yaklaşık 486 milyon dolara ulaştı — bu da ligin hâlâ küresel pazarda etkin bir oyuncu olduğunu gösteriyor.
Ancak Suudi yetkililer, Kamu Yatırım Fonu (PIF) ve Spor Bakanlığı ile birlikte odak noktasının değiştiğini açıkladı. Bu yaz üç kulüp özel sahiplerine satıldı, Temmuz ayında ise ABD merkezli Harburg Group’un Al-Kholood’u satın almasıyla ilk yabancı yatırım gerçekleşti. Raporlara göre, ligin “dört büyük” kulübünde de hisse satışları özelleştirme planının bir parçası olabilir.
Finance of Football podcast’inin sunucusu Kieran Maguire, CNBC’ye yaptığı açıklamada özelleştirmenin doğal bir sonraki adım olduğunu söyledi. “PIF zaten ilk yatırımı yaptı” dedi. Ancak bunun hâlâ “yüksek riskli bir strateji” olduğunu vurguladı ve Suudi kulüplerinin kısa vadede kâr etmesinin olası olmadığını belirtti.
Neden şimdi özelleştirme?
Analistler iki ana faktöre dikkat çekiyor: mali sürdürülebilirlik ve uzmanlık.
Baker Institute Orta Doğu uzmanı Kristian Coates Ulrichsen, 2023’ten sonra büyük transferlerin azalmasının daha sıkı bütçeleri yansıttığını söyledi. “Bir kulüp oyuncu almak istiyorsa, bütçesinde yer açmak zorunda” dedi.
The Asian Game podcast’inin ortak sunucusu Paul Williams ise şunları ekledi: “Her yıl 1 milyar dolar harcamak açıkça sürdürülebilir değil.” Bunun yerine kulüplerin bütçelerini dengelemeleri ve yeni gelir kaynakları bulmaları teşvik ediliyor.
Al-Kholood’u satın alan yeni yatırımcı Ben Harburg için mantık net: “Her yıl parayı yakıp tüketen kulüplere sürekli para aktaramazsınız.” Avrupa’yı örnek göstererek kulüplerin yerel yetenekleri geliştirip satarak gelir elde edebileceğini söyledi.
Ulrichsen ayrıca yabancı yatırımcıların getirdiği uzmanlık ve güvenilirliğin yanı sıra küresel ağlar ve sermayenin tesisleri, eğitimi ve profesyonelliği geliştirebileceğini — bunun da ligi dünya çapında oyuncular için daha cazip hale getireceğini vurguladı.
Küresel hedefler ve yerel yetenek
Özelleştirme aynı zamanda petrol dışı ekonomiyi çeşitlendirmeyi hedefleyen Suudi Arabistan’ın 2030 Vizyonu ile de uyumlu. Futbol, kültürel ve ticari bir araç olarak görülüyor; nihai hedef ise 2034 FIFA Dünya Kupası’na ev sahipliği öncesinde Suudi Arabistan’ın küresel statüsünü yükseltmek.
Williams, özelleştirmenin Suudi futbolcuların Avrupa’nın üst liglerine gitmesinin önünü açabileceğini, bunun da yerel yetenek havuzunu güçlendireceğini ve milli takıma Dünya Kupası hedeflerinde yardımcı olacağını vurguladı.
Sahanın ötesinde
Yine de analistler özelleştirmenin tek başına yeterli olmadığını belirtiyor. Maguire, “Suudi Arabistan kaliteli bir ürün sunmak zorunda” dedi ve ligin ticari hedeflerinin ancak futbolun taraftarlar ve yayıncılar için çekici olması durumunda başarılı olabileceğini ekledi.
Stratejiyi bir “Truva atı”na benzetti: futbolla yatırımcıları çekmek, Suudi Arabistan genelinde daha geniş ekonomik yatırımlara yol açabilir.
Krallık, lüks harcamalardan uzun vadeli sürdürülebilirliğe geçerken, futbol projesi hassas bir denge ile karşı karşıya — gösteriş ile içerik, kısa vadeli heyecan ile uzun vadeli büyüme arasında. Başarılı olursa, özelleştirme yalnızca Suudi Profesyonel Ligi’ni dönüştürmekle kalmaz, aynı zamanda Riyad’ın daha geniş ekonomik dönüşümünü de hızlandırabilir.