Fransa, Başbakan François Bayrou’nun 8 Eylül’de yapılacak güven oylamasını beklenmedik şekilde duyurmasının ardından bir kez daha siyasi ve ekonomik belirsizliğin merkezinde. İş dünyası liderleri, bu adımın euro bölgesinin ikinci büyük ekonomisini yeniden resesyona sürükleyebileceği ve piyasa güvenini ciddi biçimde sarsabileceği konusunda uyarıyor.
Siyasi kumar ve piyasalardan tepki
Bayrou’nun sürpriz kararı, 2026 yılı için öngördüğü 44 milyar euroluk bütçe kesintisi planına karşı muhalefetin vereceği gensorunun önüne geçmeyi hedefliyordu. Ancak bu kumar ters tepti gibi görünüyor, zira muhalefet partileri derhal azınlık hükümetini devirmeye söz verdiler.
Finans piyasaları sert tepki verdi; Fransız tahvilleri satıldı ve Fransa ile İtalya’nın 10 yıllık tahvil getirileri arasındaki fark daraldı—bu da yatırımcıların Paris’te artan mali ve siyasi riskleri gördüğüne işaret ediyor.
Kırılgan büyüme ve artan tüketici endişesi
Fransa ekonomisi ikinci çeyrekte yalnızca %0,3 büyüdü ve bu artış neredeyse tamamen hanehalkı tüketiminden kaynaklandı. Ancak iş dünyası liderleri, siyasi istikrarsızlığın bu kırılgan ivmeyi baltalayabileceği konusunda uyarıyor.
Carrefour CEO’su Alexandre Bompard şunları söyledi: “Moralimiz devletin işleyişine bağlı. Ne kadar çok belirsizlikle karşılaşırsak, tüketicilerin harcamalarını erteleme ihtimali o kadar artar ve bu da ekonomiyi resesyon riskiyle karşı karşıya bırakır.”
Medef işverenler birliği başkanı Patrick Martin ise daha açık konuştu:
“Siyasetle oynayabileceklerini düşünenler bizi muazzam bir ekonomik riskle yüz yüze bırakıyor.”
Macron üzerindeki artan baskı
Anketler, Fransız vatandaşlarının %56 ile %69’unun yeni seçimler istediğini gösteriyor; bu da mevcut siyasi duruma duyulan derin hoşnutsuzluğu yansıtıyor. Bazı araştırmalara göre, Bayrou güven oylamasını kaybederse halkın %67’si Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un istifa etmesini istiyor.
Buna rağmen Macron, istifa etmeyi ya da parlamentoyu feshetmeyi defalarca reddetti. Ancak analistler, Bayrou düşerse yeni bir başbakan atamayı düşünebileceğini öngörüyor.
Siyasi çıkmaz, Fransa’nın kamu borcunun GSYH’nin %113,9’una tırmandığı bir dönemde yaşanıyor; bu oran AB sınırlarının çok üzerinde. Bayrou’nun kemer sıkma planı, iki resmi tatilin kaldırılmasını ve kamu harcamalarının büyük bölümünün dondurulmasını içeriyor—ki bu adımlar siyasi açıdan son derece zehirli görülüyor.
Döviz ve piyasa yansımaları
Morgan Stanley analistleri, ister erken seçim ister yeni bir başbakan olsun, her iki senaryonun da Fransa için “uzun sürecek bir belirsizlik dönemi” anlamına geldiğinin altını çiziyor.
Döviz yatırımcıları için bu belirsizlik, özellikle ABD doları karşısında euro’da olası dalgalanmalara işaret ediyor. EUR/USD paritesi şimdiden euro bölgesindeki büyümenin yavaşlaması ve Fransa’daki mali baskıların sürmesi nedeniyle baskı altında.
Güven oylamasından yalnızca iki gün sonra, 10 Eylül’de yapılacak sokak protestoları, siyasi istikrarsızlık artarsa euro için ilave aşağı yönlü riskler yaratabilir.