%50 oranındaki ABD bakır ithalat vergisi artık yarı mamul ürünleri de kapsıyor ve kritik altyapı ile savunma sektörlerinde endişelere yol açıyor.
Koruyucu ekonomik politikalarına devam eden Donald Trump, bakır ithalatına getirilecek %50’lik yeni verginin, enerji şebekeleri, veri merkezleri ve askeri ekipmanlarda kullanılan yarı mamul ürünleri de kapsayacağını açıkladı. Bu karar, ulusal güvenliği güçlendirme ve ithalata olan bağımlılığı azaltma hedefiyle alınmış olup, sanayi uzmanları ve ekonomistler arasında çeşitli tepkilere yol açtı.
Yarı Mamul Bakır Ürünlerine Genişleyen Vergi Uygulaması
Bloomberg’e göre Trump yönetimi, yalnızca ham bakır katotlara değil, aynı zamanda külçeler, çubuklar, borular ve sanayi parçaları gibi yarı mamul ürünlere de %50’lik ithalat vergisi getirmeyi planlıyor. Bu ürünler altyapı, savunma ve teknoloji sektörlerinde hayati öneme sahip olup, bu alanlardaki maliyet artışları hem yerel hem de küresel tedarik zincirlerini önemli ölçüde etkileyebilir.
Trump’ın Vergi Kararının Gerekçesi
Donald Trump, Truth Social platformunda yaptığı açıklamada şunları belirtti:
“Bakır, yarı iletkenler, uçaklar, gemiler, mühimmat, veri merkezleri, lityum iyon piller, radar sistemleri, füze savunma sistemleri ve hatta şu anda çok sayıda inşa ettiğimiz hipersonik silahlar için gereklidir.”
Trump’a göre, yerli üretimi desteklemek ve ulusal güvenliği korumak için bu tür vergilerin uygulanması zorunludur. ABD’nin, özellikle savunma açısından kritik sektörlerde sanayi bağımsızlığını sürdürmesi gerektiğini vurguladı.
-
Maddeye Dayanan Yasal Zemin
1962 Ticaret Genişletme Yasası’nın 232. Maddesi’ne göre, eğer belirli ithalat kalemlerinin ulusal güvenliği tehdit ettiği tespit edilirse, ABD Başkanı bu ürünlere yüksek gümrük vergileri uygulayabilir. Beyaz Saray, Şubat ayında bakır ithalatına ilişkin 232. Madde kapsamında bir soruşturma başlatmıştı ve alınan son kararın bu incelemenin bir sonucu olduğu görülüyor.
Ekonomistlerin ve Sanayicilerin Tepkileri
Yönetim bu politikanın olumlu etkilerini öne çıkarsa da birçok ekonomist, artan vergi oranlarının üretim maliyetlerini yükselteceğini ve bu durumun nihayetinde tüketicilere daha yüksek fiyatlar olarak yansıyacağını belirtiyor. Bakır ithalatına bağımlı sektörler ise ham madde temininde yaşanabilecek zorluklardan ve maliyet artışlarından endişe duyuyor.
Küresel Piyasalar Üzerindeki Olası Etkiler
Piyasa analistleri, bu tür yüksek oranlı bir verginin yerli bakıra olan talebi artırarak küresel fiyatların yükselmesine neden olabileceğini ifade ediyor. Bu durum, uluslararası piyasaları istikrarsızlaştırabilir ve ABD’ye bakır ihracatı yapan ülkeler üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Amerikan şirketleri ise ya daha pahalı alternatif kaynaklara yönelmek zorunda kalacak ya da artan maliyetleri kendileri üstlenecek.
Beyaz Saray’dan Hâlâ Resmî Açıklama Yok
Bu raporun hazırlandığı saate kadar Beyaz Saray’dan konuyla ilgili resmî bir açıklama gelmedi. Reuters haber ajansı da Bloomberg’in haberini bağımsız olarak doğrulayamadığını belirtti. Ancak bu açıklama bile ekonomik ve endüstriyel çevrelerde büyük yankı uyandırmaya yetti.
Seçim Öncesi Stratejik Hamle
Başkanlık seçimlerinin yaklaşmasıyla birlikte Trump, yerli üretimi destekleyen ve ekonomik milliyetçiliği öne çıkaran politikalarını tekrar gündeme taşıdı. “Önce Amerika” olarak bilinen bu strateji, kritik sanayilerin yeniden ülke içine çekilmesini ve Çin gibi ülkelere olan bağımlılığın azaltılmasını hedefliyor.
Yerli Bakır Sanayisine Yatırım İçin Fırsat
Bazı analistler, bu politikanın devam etmesi halinde, ABD’deki bakır madenciliği ve işleme sektörüne yönelik yatırımların artabileceğini düşünüyor. Bu durum; madencilik bölgelerinde istihdam yaratılması, yerli teknolojilerin gelişmesi ve bölgesel ekonomik büyüme açısından olumlu sonuçlar doğurabilir. Ancak bu sonuçların ne kadar etkili ve kalıcı olacağı, uygulama süreci ile piyasa tepkilerine bağlı olacaktır.
Sonuç
Trump’ın, özellikle yarı mamul ürünleri kapsayacak şekilde ithal bakıra %50 vergi getirme kararı, ABD ticaret politikasında önemli bir dönüm noktasıdır. Bu adım yerli sanayiyi teşvik edebilir ve ulusal güvenliği güçlendirebilir; ancak beraberinde maliyet artışları ve tedarik zinciri sorunları gibi ciddi zorluklar da getirecektir. Önümüzdeki haftalarda bu politikanın hem iç hem de dış piyasalar üzerindeki etkileri daha net ortaya çıkacaktır.